Oscar goes to Mertens!
Bence “kleptomani” hastası Mertens. Yani, dürtüleri arızalı, psikolojisi de bozuk…
Çalmadan, çalmaya teşebbüs etmeden duramıyor. Sürekli bir hırsızlık kovalıyor. Kişisel çıkarları için çalmaktan, rakiplerine, hakemlere zarar vermekten çekinmiyor.
Çalmanın duygusal ve ahlaki sonuçlarını hiç düşünmüyor. Devamlı bir şeyler arıyor.
Örümcek misali ağını sabırla örüyor, fırsatını bulunca rakiplerini veya hakemi “şak” diye tuzağına düşürüyor…
Sevimli aynı zamanda! Penaltı tuzağına düşürmeye çalıştığı rakip kaleciyi öpüveriyor bir anda. Hakemlere sarılıyor, rakiplerine gülücükler dağıtıyor…
Bakın beyler bu Mertens hiç böyle bir oyuncu değildi. Ne PSV’de ne de 9 sezon formasını giydiği Napoli’de bu ayıplı işlere bu kadar girmezdi. Bir sezonda burada yaptığı aldatma işlerini Napoli’de belki 9 yılda yapmamıştır.
Napoli’deki Mertens ile Galatasaraylı Mertens arasında siyahla beyaz kadar fark var.
Fakat o da haklı! Çünkü burada tam da bu işlerin teşvikçisi ikinci sınıf hakemleri yakaladı. Her türlü sahtekarlığı yapsan da bir tane sarı kart göstermiyorlar. Hakemin gözü önünde Hatay maçındaki gibi penaltı tuzağına düşürmeye çalıştığın kaleciyi infaz edemezsen öpüyorsun geçiyor!
Ali Şansalan gerçek bir hakem olsaydı Mertens, Hatay maçında çift sarıdan kırmızı kartla atılırdı. Ancak bir tane bile sarı kart görmedi. Vinicius’un da Mertens gibi çift sarıdan kırmızı görmesi lazımdı. O da tek sarıyla yırttı.
Dikkat edin lütfen Mertens buradaki aldatma işlerini Avrupa kupası maçlarında yapabiliyor mu?
Kesinlikle yapamıyor…
Çünkü yaparsa oradaki gerçek hakemler tarafından hemen kartla cezalandırılacağını gayet iyi biliyor. Burada ise bulmuş Ali Şansalan gibi B sınıfı hakemleri adeta parmağında oynatıyor.
İşin özeti “…And Oscar goes to Mertens!”
Yani Oscar, Mertens’e gidiyor… Ama bildiğiniz Akademi Oscar’ı falan değil bu!
Mertens’e layık olan aldatmanın ve futbola saygısızlığın Oscar’ı.
Hakikaten rolünü müthiş oynuyor, performansıyla herkesi büyülüyor.
Bu ligde bu ödülü onun kadar kimse hak etmiyor!
Mertens’in yanı sıra Zaha’ya da dikkatinizi çekmek isterim…
Henüz Mertens seviyesinde bir “kleptomani” hastası değil ama o yolda emin adımlarla ilerliyor.
Hatayspor maçında ç-almaya çalıştığı penaltıyı gördünüz değil mi?
Ayıptır, günahtır, yazıktır yahu!
Bu kadar mı fair-play ruhundan, adil oyun anlayışından, respect (saygı) kavramından bihabersin. Böyle devam edersen kısa zamanda bavulunu toplar gidersin…
Fakat dur, gitmek için çok acele etme. Bariz aldatmadan sana kart göstermeyen hakemimsi Ali Şansalan gibiler olduğu sürece buralarda daha çok hak yersin.
Peki Türk hakemlerinden çok memnun olan teknik direktör Okan Buruk bu sahtekarlık ve hırsızlığa teşebbüs işlerinden rahatsız mı?
Ben hiç sanmıyorum. Hatta teşvik ettiğini bile düşünüyorum.
Mertens ve Zaha başta olmak üzere Galatasaraylı pek çok oyuncunun teşvik olmasa bu işleri bu kadar rahat yapabileceklerine inanmıyorum…